Alaçatı Taşı

Yaz aylarının yaklaşmasıyla Ege şehirlerinde bir canlanma ve sabah büyüsü meydana gelmektedir. Ege’ nin yaydığı o büyü her dönem kendisini bir cazibe merkezi haline getirmiştir. Antik dönemdeki ismi ‘Agrillia’ ve antik İonia’nın tam merkezi… Evet Alaçatı dan bahsediyoruz. Ve Alaçatı Evlerinden….

Osmanlı arşivlerini incelediğimizde ‘Alacaat Aşireti’nin yaşamış olduğu bir ‘yaya-müsellem’ köyü olarak kayıtlara geçmiş. Fethedilen bölgelerde yaşayan nüfus ve asker sayısı artınca, kurulan düzenli ordu teşkilatının bir parçası olan ‘yaya’ (piyade) ve ‘müsellem’ (süvari) köyü… Adını da bu aşiretten alıyor.

1900 lü yıllarından sonlarına doğru Rum nüfus artmış ve artık (bağcılık işini iyi bilen Rumlar’ın sayesinde) özellikle bağları ile önemli bir üretim ve ticaret merkezi haline gelmiş. Ama isim biraz değişmiş çünkü Rumlar ‘Alacaat’ adını ‘Alasata’ olarak telaffuz etmeye başlamışlar.

1912’deki Balkan Savaşı ile birlikte Alaçatı’nın kaderi değişmeye başlamış ama asıl değişiklik mübadele sonrasında olmuş. Balkanlar’dan gelen Müslüman Türkler bağcılık ve zeytincilik bilmedikleri için Alaçatı’daki bağlar sökülmüş, sekiler bozulmuş, yerlerine tütün dikilmiş.

O şahane evler ise Alaçatı taşı adı verilen ve ponza taşı görünümlü kesme taşların arasında binbir hikaye barındırıyor. Yazın serin, kışın sıcak tutan, iki katlı, avlulu, üst katında sofa çevresinde birkaç odanın dizilmesinden oluşan evlerin zemin katlarındaki depo ve servis mekânları Alaçatı’nın ticaret hayatındaki canlılığın göstergesi.

Hayatımıza yeniden bahar geldiğinde, yollara çıkar Alaçatı’ya giderseniz bu sefer oAlaçatı taşı ile yapılmış güzelim evlere bu gözle bakarsınız belki.

Kaynak: Ayşe Bayvas

 

 

Hakkında admin

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir